8.9.06
brecht
"kardesim bir pilottu
gün geldi emir aldı
topladı çantasını
uçtu güneye doğru
fatihti benim kardesim
halkımıza toprak gerek
ve hep hayalimizdir bizim
ülkeleri fethetmek!
guadarrama dağlarında simdi
kardesimin fethettigi yer
uzunlugu bir seksen
derinligi bir elli"
bertolt brecht
30.8.06
yumru
Lisenin uzun ve kasvetli öğle yemeği aralarında bahçeli yedinci caddeye yürüdüğüm deli bir kişiydi önceleri. Beraberken neler konuşurduk, birileri dinlese anlayabilir miydi? Hiç test etmedik bunu. Başkalarına söylendiği zaman anlamı kalmazdı o sözcüklerin. Kuşbakışı kocaman bir uçurum vardı aramızda. Biz hiç kuş olmamıştık, öyle bakmamıştık.
16.8.06
29.7.06
sözcük
hiç bir sözcük söylenmedi sanki, hiç bir sözcük yazılmadı. belki de hiç varolmadılar. onları hayal etmiş olmak aynı zamanda var etmek değil midir? belki de değildir. ince bir ses düşüncelerimi bölüyor. havaya karışıp giden sözcüklere bakıyorum. yakalamak için enerjim yok. kimse inanmazdı şu söylediğime, senden başka. çok uzaktasın. belki de hiç varolmadın.
22.7.06
...
Artık hiç kimseye kendimi anlatmak zorunda değilim. Oysa en çok şimdi ihtiyacım var kendimi anlatmaya. Harika renkleri olan bir şehrin ortasında çirkin bir leke gibiyim. Ne uyum sağlayabiliyorum ne de çekip gidebiliyorum. Denizin üzerinde süzülen beyaz vapurlara yakışmıyorum. Bu şehir insanı ya yutuyor ya da kusuyor. Şizofren bir aşk gibi. Gün batımları öylesine güzel ki arkanı dönüp gidemiyorsun. Oysa, gün her gün batmıyor beni öyle olduğuna inandırmak istese de.
19.7.06
nokta noktam...
Dün bir dosttan, uzun bir mektup aldım
Beni anlatmış sana ve sen ona
"Unuttum artık onu" demişsin.
Hem bu sözü gülerek,
Medar-ı iftihar ile söylemişsin.
Unutamazsın Nokta Noktam
Unutamazsın!
Çünkü; unutmak için
önce unutulmak gerek
Oyasa ki sen,
Hala bende esen,
Eski kavak yelisin.
Unutamazsın...
Kan değil, tüküremezsin,
Ruj değil, silemezsin
Dişi dudaklarına, dişimle yazdığım
İki heceli erkek adımı
Unutamazsın Nokta Noktam
Unutamazsın!
Seninle biz, halâ bir kabukta
İki badem içi gibiyiz.
Baharsın; kokacaksın
Güneşsin; yakacaksın.
Sabah yatağım kadar rüyâ dolu
Sabah yatağım kadar sıcaksın
Unutamam
Unutamazsın!
Şimdilik bu kadar.
Öbür mektubuma daha diyeceklerim var
Darılma bana, gücenme sakın
Ankara günlerinin bembeyaz ufkundan
Binlerce selam sana.
Rıza Polat AKKOYUNLU
15.7.06
cimcişim iki yaşında
cimcimem bundan 1 yıl 10 ay önce geldi eve. kendi kuyruğunu kovalayan bir şapşaldı. şimdilerde asıl ilgi alanı sinekler.
28.4.06
garip bir akşamın sarhoş saçmalamaları
Garip bir akşamın sarhoş saçmalamaları.Kendimi içineden çıkmanın imkansız olduğu bir çukura sokmayı ne zaman başardım. Geçmişten gelen gölgeler dolduruyor zihnimi. Ve yazdıklarımın mantığından emin bile değilim. Mantıksızlık hakim mi olmalı hayatımın her zerresine ki sonunda kendime gelip neler olduğunu anlayabileyim.
22.3.06
the abyss
Friedrich Nietzsche,
Beyond Good and Evil
16.3.06
Bay Darcy'i Aramak
23.2.06
duvardan duvara
21.2.06
özet
"İnsanlar, ne aradıklarını bilmeden hızlı trenlere doluşuyorlar. Endişe ve telaşla, aynı yerde dönüp duruyorlar. Çektikleri sıkıntıya değmez bu...”
Küçük Prens - Saint Exupéry
kan-ter içinde sürdürmeye çalıştığımız hayatın özeti...