17.8.09

araf



öylece durdum. ne konuştum, ne ıslık çaldım. önce harflerden geçtim sonra notalardan. telefon tellerinden üç adımda sekip, çatıya kondum, sokağı seyre daldım. sokağı seyrettim zira içime bakmaktan korkmaktaydım. bulacaklarımdan değil, bulamayacaklarımdandı korkmam. yürüdüğüm yola baktım, dökülenleri görmek için. hiç bir şey yoktu. kargalar alıp götürmüşlerdir diye umdum. evime baktım, rüzgarla uçuşan perdelerine, gözlerim doldu. "evim" demek istedim, sesim çıkmadı. demek ki bir evim yoktu.

kendimden gidesim vardı, kendime varasım vardı. arada kalasım varmış. içimdeki koca bir arafmış.

3 yorum:

V.yaka on 02:05 dedi ki...

hayat bazen kısa. bazen masal uzun.
ikisinin kesişim noktasında inşa ediyor insan kendini galiba. nerede olmayı seçerse, daha fazla orada. araf sanki bir koca inşa alanı. nereye ait olmayı seçersen, daha fazla oralı.

kibrit kutusu on 00:49 dedi ki...

ne oldu sana?

berivan özkoçak evren on 11:27 dedi ki...

iyiyim kuzucuklarım. bir tarafım rengarenk öbür taraf pek bir belirsiz, renksiz. kafam karışıyor. öğreniyorum sadece renklere sarılmayı. öğrenmek bir yaştan sonra zor geliyor ama azimliyim.

 

uzağa giden gemiler... Copyright © 2008 Black Brown Art Template by Ipiet's Blogger Template