30.9.09

Jeux d'enfants

4 yorum

harika renkleri ve unutulmaz bir müziği olan garip bir fransız bu film. belki 4 belki 5. izleyişim. tahmin edilmesi zor, ama neden dedirten bir finali var. diğer taraftan neden olmasın da denebilir, insan tabiatı böyle, olasılıklar evreninden iki ayrı uçta iki ayrı soru seçilip aynı hadise için dillendirilebilir.

ben ne olursa olsun diyenlerden olabilmek istiyorum, en azından bu film için. zira aşkı aşk yapan gerçekten onun için ölünebilmesi midir emin değilim. aşk için yaşamak daha bir pembe, daha bir uçuk sarı ve yeşil gibi sanki. ve bol bol beyaz. yine de madem aşkın içinden ölüm içgüdümüzü ayrıştıramıyoruz, şehvetli kırmızılar ve ölümcül morlar da yakışır tabloya. aşıkların ölüme yaklaşma dansı, hayatta olmaya ve beraberliğe minnetlerini sundukları unutma beni çiçeği mavisi bir sarılmayla biter, tekrar ve tekrar yaşanmak üzere. ölmek gerektiğine karar verilmişse ölüne-de-bilr elbet, ama ölmek pek bir renksiz, griden de renksiz, renksizlik...tahayyül edilemez renksizlik. arzulanacak şey değildir de hayat diyalektiği onun da varlığını şart kılar.

deliler delilere yakışır. var mısın sorusuna her zaman varım diyebilen biri varsa etrafta onla yeni renkler bulmaya çıkmak gerekir. ya da eski renklere yeni isimler vermek ve onları sahiplenmek. sonra o renkle evin kapılarını boyamak ve kapıları kapatıp içeride kalmak...

 

uzağa giden gemiler... Copyright © 2008 Black Brown Art Template by Ipiet's Blogger Template