25.1.15

kediler ve bir şeyler


kedinin kediliği kendindendi. kendiliğinden zarafetiyle kıvrılmıştı kendiliğinden çirkin kanepeye. zarafetini neye borçlu olduğunu sorsalar söylemezdi, bu tip bilgiler gizliydi, ölümlülerle paylaşmak için fazlasıyla önemliydi. mırnavlarındaki titreşimim ruhta yarattığı o ihtişamlı aydınlık ancak başka bir kedi tarafından yeterince takdir edilebilirdi. öyle bir mırnavdı ki o neye benzediğini bir başkasına anlatmak isteseniz boğazınızdan çıkan gürültüler asil kedilerin kulaklarını tırmalar, gururlarını incitirdi. ah o kedi gururu! o parlak, muazzam kedi gururu. insanların gururundan bu kadar üstün olmasının kendilerinden memnunken çıkarttıkları gurultuların evrende yarattığı titreşimlerden kaynaklandığı söylenirdi. evren ise kedinin oynaması içine kedi otu tıkıştırılmış bez bir toptan başka bir şey değildi aslında ama insanlara bunları anlatmak iyi olmaz diye karar vermişti kedi meclisi. kedilerin de kendi kediliklerini oyladıkları bir meclisleri vardı elbet. yoksa sırf kuyruğunu sallayabiliyor diye bir balinaya kedi denmesi doğru olmazdı-hayır dostlarım, çok yanlış olurdu bu. ve bir dostun postunu, bir kedinin pütürlü dilinin kütürlü oyunlarından daha iyi parlatabilecek hamaratından bir haşarat, Arafat'ın entarisinde yaşardı. Arafat öldüğünde ortadan kaybolan bu hamarat haşaratın, bir postu kedilerin pütürlü dilinin kütürlü oyunlarından daha iyi parlatabileceği iddiası asla kanıtlanamamış ve kedi meclisinde ezici bir çoğunlukla "halkı isyana teşvik" addedilip tüylerin tersine taranmasına yol açacak bir suç olarak tescillenmişti. işte kedinin kediliğinin kendilendiliği bu pütürlü dilin kütürlerinin parlattığı kürkünden menkul idi. bu bilgiyi paylaşan kafasız ve tasasız ölümlü, bir kedi otu topunda sonsuza kadar yaşamaya mahkum edildi.

0 yorum:

 

uzağa giden gemiler... Copyright © 2008 Black Brown Art Template by Ipiet's Blogger Template